31 Mayıs 2013 Cuma

İnatçı, Hayırcı Bİr Minik...





Dün çok sevdiği suda kalmamak için ağlayarak çıktı. Banyo yapmayı çok sever çıkmak istemezdi. Ama "hayır istemiyorum. Anne yapmaya yaa su dökme "diye ağladı. Kafasına döktüğü kumları zar zor temizleyip ağlamaktan nefesi kesilmeden önce çıkardım minik kuşu sudan.
Dondurma ister soğuk olduğundan yemek istemez.
Hayıyy bu dondurma çok soğuk... başlar ağlamaya. Elinden alırım bu seferde ona ağlar.


Arada beni suçlar.
Anneannesiyle birlikte arabadaki tüm ezikleri,çizikleri sürtmeleri benim yaptığımı düşünüyorlar.
-Anne bak buraı sütmüsün, burayı da sütmüsün(sürtmüşsün).

-Anne sen gelin olmusun baba damat olmuş.Ben nerdeymişim...

Bİrde bir takı reklamı var.geline takı takıyorlar gelin seviniyor filan. Onu izlerken minnoş
- Havaya çiçek atıyorlar sonra tutuyorlar dedi. Kim atıyo kızım dedim.Bişi demedi tekrardan.

Bugün kütüphaneden "Çocuğunuzun inatçılık Döneminde Sinirlerinize Hakim Olun" adlı bir kitap aldım. Cornelia Nitzch yazmış.Bakalım değişen miniğimin esas derdi neymiş.

30 Mayıs 2013 Perşembe

Yeni Ağlama Sebepleri

 
  Geçen hafta bir haftalık izine ayrıldık eşimle.Asya ile uzun bir beraberlik oldu. Birsürü yer gezdik, oynadık, eğlendik. Bize, özellikle de bana öyle bir alıştı ki şimdi lavaboya bile göndermez oldu.
  4 günlük birlikte olduğumuz uzun tatilin ardından, cuma günü iş görevi nedeniyle Asya'yı perşembe akşamından babaannesine bıraktık. Pazar günü dönüşte kızım anneye sarıl diyorum ilk gördüğümde oralı bile olmadı miniş. Küstü galiba dedim. Sonra sarıldı ama ne sarılış. Kucağımdan inmedi. Anne hadi uykum geldi beraber datalım, tuvalete beraber gidelim. Su itiioum ama anneciim sen babam diil. Herşeyi benden ister oldu.
   Pazartesi sabahı anneanneye bırakırken yolun köşesine gelince anladı hayır anneanneye gitmeyelim diye ağlamaya, Annem yine gitcen diye bağırmaya başladı. Güç bela bıraktım.İçim ezildi. Hiç öyle ağlamamıştı anneanneye çok severek giderdi halbuki. Öğlen anneme sormuş annem nerde diye.Annemde işe gitti kızım deyince ama dünde gitmişti diye ağlamış. Dayanamadılar beni aradılar. Annem Asya'ya veriyor telefona anne de diye.Asyanın sesini duydum "hayır anne demicem" deyip ağladı. çok üzülüyorum çok.:( kaç gündür ağlayarak ayrılıyoruz. Anneanneme gitmeyeceğim diye tutturuyor.

29 Mayıs 2013 Çarşamba

Bİzim Evde Bİr Maymuş...


Evimizde maymuş var evet. Banyoya gidip anne elimi yıkayacağım deyince ses de gelmedi sonra gittim baktım. Lavaboya asılmış oracıkta şırıl şırıl suyla oynuyordu.



Pepeli klozet kapağıda kızım için banyoda kalma sebebi. Kırmızı tabure de banyodaki vazgeçilmez aksesuarımız. Onunla kolozete  tırmanıyor.Üzerine çıkıp inmiyor birtürlü. Anne git sen ben anneee derim diyo. :) İşi bitince çağırıyor. Peçeteyi orda al onu annem diye peçeteyi de gösteriyor. O işi de bitince kırmızı tabureyi lavabo tarafına sürükleyip bir de elini yıkıyor. tabi biraz abartınca kızım suya yazık,bak suyumuz biter naparız diyorum,yazık suya diyip kapatıyor. Ordan iniyor,kırmızı tabure karşı duvara taşınıyor minimikk havlusunu alıyor elini kuruluyor. Aklına yüzünü yıkamadığı geliyor. "Yücümü yıkayım.."Bir postada yüzünü yıkamaya çıkıyor lavaboya. Bir saatte ancak çıkıyoruz artık.



17 Mayıs 2013 Cuma

Uykusuzluk ve dahası...


  Asya hanımcığımın bir odası var artık demiştim ya ve bazen "ben odama gitçem" diyip orada takılıyor.O kadar seviyor ki geceleri de annesini çağırıyor yanına ki annesi de bu odadan muradını alsın.
 Perdelerini aldım odasının.Ama rustik için kullanılan tarzdaymış, klasik kornişe göre perde şeysini dikmem gerek. 2 haftadır bir o odada bir bu oda da sürünüyor perdecikler.
  Hala bir yatak beğenemedik.Acaba bazamı alsaymışız , ikeadaki çocuk yatakları çok basit geldi bizim beye. Kanepede yatmaya devam.Diğer evdeki oturma odasında kullandığımız (yukardaki resim) halıyı serdik Asya'nın odaya.
  Artık bez kullanmıyor, geceleri takıyorum sadece. Yatağının üzerine hasta bakım örtülerinden sereyim dedim.Hani şu bir yüzü naylon olanlardan. Çarşafla üzerini kapatıyorum, yatar yatmaz farketiyor, "sakın anne sakın" diye geri çıkarttırıyor.Uyumadanda bezleyemiyorum. Dün gece uyutayımda öyle takayım dedim. Bensiz uyumuyor, hatta önce ben uyuyorum galiba yanında.Yine öyle oldu. Uyumuşum saat 10 a gelmeden yanında. Eşim uyandırdı 12 gibi. Kıza bezini takayım dedim.Bİrde baktım ki oo geçmiş olsun. Kanepenin süngeri Asya'nın tüm çişiyle dolmuş bile. Geç kalmışız çoktan sulamış ortalığı küçük hanım.
  Üstünü başını uyandırmadan değiştirmeye çalıştım uyku sersimi halimle. Tabiki başaramadım. Uyandı,
-"acıktım çorba iççem,karnım bak ses var" dedi.
-Anneannede varmış sabah onda içersin hadi süt ısıtalım sana dedim.
-"Damam. Bağırcam, ananee, anane dicem.çorba ver dicem hadi süt içiim" dedi.
Saat 2 ye yaklaştı. Kalktı annne diye seslendi yine uykusunda. Gittim yanına. İncir,bındık yicem dedi. Sabah ye dedim. ommaz karnım acıktı dedi. Kalktık bındık ve incir yedi.Yatağına yattı ve annecim sende gel. Seni sevioorum deyip sarıldı, öptü. Bİde bıstık yapıp yanağımdan makas aldı.


        (Asyacık da iyice oğlan çocuklarına benzemeye başladı,saçını bağlamazsak.)


 Sabah ezanı okunuyordu galiba en son kalktığımda. Anne suuu iççem diye seslendi yine. Gittim suyunu verdim.Hadi gel yanıma dat anne deyince artık fenalıklar geldi.- kızım bak ben hemen yan odadayım,burası senin odan,senin yatağın, seslenirsen hemen duyabilirimde, gidip yatağımda yatayım deyince, boynuma sarıldı anne anne diye yanı başımda seslendi. Bu haline gülüp yatağında bırakıp sonunda kendi yatağıma gittim. 2 dakika sonra elinde heryere ulaşmak için kullandığı taburesini alıp gelmiş, bizim yatağımıza çıkmaya çalışıyordu. Sonunda sabah 5 buçuk gibi Asya da bizim yatakta kesintisiz uykumu başlayabildim.7'de de mükemmel uykum tamamlanmış oldu.

Kesintisiz bir uyumaya başlasaydı  bu bebito. Ölüyorum uykusuzluktan, işyerinde hayalet gibi geziyorum,her gören hastamısın diye sorup duruyor.
 Babamız ne yapıyo bu arada diye sorarsanız, sabah uyandığında "Asya bu gece hiç uyanmadan uyudu ne güzel dimi " diye soru sorup beni çıldırtıyor...
Birde muhteşem yorumları var.

Şu pijama benzeri pantolandan almıştım. Yukarıdakinin aynısı. Evde giyip duruyordum. "Hayatım topaç gibi olmuşsun bu pantolanla" dedi yahu. Kaldırdım bir yerlere daha da giyesim gelmedi. Kesip Asya'ya tayt dikerim galiba.

13 Mayıs 2013 Pazartesi

Anneler Günü




  Kuzucuk dün Anneler günü, anneler günü deyip .Tv de görmüş, aklında kalmış  sanırım. Aklında kalmış. Canım annem, tatlı annem, bitanemm dedi. Bi de sarıldı. Doyamadım. Tek kutlayanım oydu. Tabi birkaç mağazadan gelen kutlama mesajlarını da saymazsak.Kafam karışık, kalbimde fena kırık şu sıralar annemi bile arayamadım ben de. Bugün bir şeyler yapacağım artık.
  Geçen sabah hapşurdum çok yaşa dedi. Kendisi hapşurdu ona da çok yaşa dedi. Babaannem hastaydı, bir haflatığına annemlere gelmişti. Memlekete geri döndü.
-Kızım Hacı anne nereye gitmiş diye sorunca
- köye gitmiş,öhhöö öhhöö ,bacağı ağrıyor diye bildik bildik cevap veriyor.

Ambulans sesi duysa hasta numarası yapıyor, öksürüp ambulansa bineceğim diye tutturuyor.
Ne desek papağan gibi tekrarlıyor. Cümle kurmayı büyük bir ustalıkla başarıyor.
 

6 Mayıs 2013 Pazartesi

Çorap giymeli mi giymemeli mi ?

Asya için şu havalarda hala çorap giydirmelimiyim bilemedim. Dün gezmeye çıktık, çocuklara bir baktım herkes yazlık sezonu açmış. Şortlar,tshirtler. Ben üşüyorum ama galiba yaz  gerçekten geldi.





3 Mayıs 2013 Cuma

Yaz Geldi Kimse Tutamaz Bizi Artık



Biz küçükken öyle pek pikniğe gitmezdik Ankara'da. Yazdan yaza memlekete gidersek oralarda çıkardık kırlara,dağlara. Eşimin ailesi her zaman giderlermiş. Bizde uyduk onlara. Azıcık sıcak görünce atıyoruz kendimizi dışarılara. Güzelde oluyor hani.
 Bütün bir gün boyunca Asya Leyyan diye seslendi durdu.Çok sevdi ablasını.Reyyan da Asya'yı.

Bir önceki akşam Asya uçurtma uçurmaya gideceğiz yarın dedim. Kalktı ayağa, oleyy diye kollarını havaya kaldırdı.Sonra da 
-mamuş uçuruyor dedi.
-Mamuş kim kızım deyincede 
-pepe anne pepe diye tvyi gösterdi. 
Demek ki çok dikkatli izliyormuş kuzucuk. Daha özenli seçmek  gerek.
Dedesi ve babası Asya için uçurtma uçurmaya çalıştılar. Bİmden almıştım uçurtmayı hiç de güzel uçmadı.
Bir mayıs hafta içinde bulunmaz bir gün geçirtti bize.O gün Asya'nın muayyen günüydü sanki. Herşeye yappa, etme, dokunma, öpme, hayır hayır, sakın deyip durdu. Yaklaşık 3 haftadır gündüzleri çişini söylüyor, bezini taktırmıyordu. Buna güvenerek bez almadan gittik pikniğe. Koca bir çanta kıyafette yanımızda. Yarım saatte bir çiş yaptı pantolanlarına. 
-Kızım çiş gelince söle
-Hayır, sölemiyooyum
-Kızım kaka gelince söyle
-Hayır yapacam,sölemiyoyum.
 Rezil olduk rezil.Otların üstü küçük hanımın çamaşırlarıyla doldu taştı. En sonunda pikniğe gelen çocuklu bir aileden yedek bez istedik de sorunu çözdük.

Yaında çocuk olunca öyle mutlu oluyor ki bizim minik. En sevdiği insanlardan Elanur ablası. Gün boyu su tabancasıyla oynadılar, kumları kaplara doldurup boşalttı. Büyük çoğunluğunu da kafasından aşağı aktardı.


Taşındık

  İlk evimizden,Zeynep Asya'nın doğduğu evden taşındık yepyeni,kocaman bir eve yerleştik.Uzunca bir süre yazamayışım o telaşlardandı.Birsürü şey değişti, Asya daha bir büyüdü.


  14'ünde de nakliye aracı geldi taşındık.Bizim bir tanesini bile zor kaldırdığımız kolileri ukacık tefecik adamlar 10'ar 15'er sırtlanarak taşıdılar.Şaştık kaldık. Kayınvalidem anlaştığımız fiyatı öğrenince az bile ya yazık adamlara deyip durdu. İki katını verecekti nerdeyse :) Çatlak bir tabak kırılmıştı sadece birde kahve kutusu yamulmuş ve içindeki kahve dökülmüş. Buna da şükür. Taşınmak hiç kolay değilmiş. Herkes yerinde otursun kolay geliyordu bize lafta.:)
   Kardeşlerim hayırlı olsun çayına geldiler.En çok Asya'ya yaradı. Gömüldü pastalara.
Mutfak dolaplarım beyaz,aydınlık. Rahatça mutfakta yiyebiliyoruz yemeklerimizi artık. Eskisi karanlık ve koyu renkti giresim gelmiyordu hiç.
Evi değiştirmek istememizin esas amacı Asya'nın odasının olmamasıydı.Önceki evimizin salonunda 2 tane odaya geçiş vardı. Oldukça kullanışsızdı. Asya ya bir oda hazırlamıştık ama bizimkine uzak kalınca korkuyordu. Salonda yatmaya başlamıştı artık. Şimdi kocaman bir odası var. Çok mutlu küçük hanım odasında. Şimdi tek eksiği bir yatak ve perde. En yakında alacağız da ne zaman olur bilemiyorum. Model beğenemedik bir türlü.
 Düşündüğüm modellerde aşağıda. Gidip bir yakından görelim.

 Daha salona perde gerekiyor.Ölçtükte 10 metre tül gerekiyor.Boydan boya pencere yapmış uyanıklar.Eski evimimizde salon tek pencereydi,tül perde derdimizde yoktu. Yeni ev yeni ihtiyaçlar. Çok çalışmak gerek çok.



Blog Listem

LinkWithin

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...

Lilypie First Birthday tickers

Lilypie Third Birthday tickers

Popüler Yayınlar