13 Temmuz 2012 Cuma

Hasankeyf-Batman


Yolculuğumuzun ikinci kısmı.Yukarıdaki panaromayı eşim çekti.Urfa'dan sonra Mardin Midatta kuzenimizde bir gece kaldıktan sonra eşim buraya kadar gelmişken Hasankeyf'i görmeden gitmeyelim dedi.Sabahtan çıktık yola bizde.Annemi bir gün önceki yolculuk çok yorduğu için Asya'yı da yanına verip evde dinlenmeye bıraktık.

  Mağraların karşısındaki eski bir türbe.Bizim gittiğimizin iki gün öncesi dini bir tören varmış.Esnaf söyledi çok farklı olurmuş,keşke görseydiniz diye.Afişleri vardı ama unuttum şimdi adını.

  Hasankeyf'te arabayı park ettikten sonra etrafınızı bir anda çocuklar çeviriyor.Abi ,abla anlatalım mı tarihini diye.Birde arabanızı koruyalım mı çocuklar çizer yoksa diyenler var.Biz çevreyi gezip dolaştıktan sonra çocuklar üç gruba ayrılmışlardı.Bir çocuk diğer iki çocuğu göstererek abi bak şu çocuk arabanızı çizmeye çalıştı ama burdaki diğeri onu engelledi.Bence ona harçlık verin diye dolandılar çevremizde.Danışıklı döğüş anlayacaığınız:)  Çizmeye çalışanda ,koruyanda ,onları şikayet eden de çok güzel oynuyorlardı oyunlarına.Eşimde herkeze harçlık verdi ayırt etmeden kimseyi.


 Dicle nehri ve yıkılmış köprünün ayakları.Çok istedik su kıyısına inmeyi ama nedendir sonra vazgeçtik.

 Hasankeyf gezi alanında bulunan mağralar.Kayaların düşme tehlikesi vardı.Çok yaklaşmayın,fazlada durmayın diye tabelalar vardı.

Yukardaki fotoğrafta sağ taraftaki büyük kaya boydan boya yarılmıştı.Sıcakta çok etkili tabiki böyle aşınmaya.Çok geçmez parçalanır yere düşer.Umarım bir önlem alırlar.

Sıcaktan kavrularken heryer Mağraların içi efil  efildi.İnsan çıkmak istemiyor.En yukarıdaki panaroma ve yukardaki kümbet fotoğrafı Dicle nehrine bakan serin bir mağaranın içinden çeklidi.Hasankeyfte eğerki o sıcakta en yukarı çıkmayı başarabilirseni o mağaralarda bir nefes alın,serinleyin ve muhteşem manzaranın keyfini çıkarın.Yıllar öncesinde nasılmış buralar diye düşünebilirsiniz.
Sağlı sollu alışveriş dükkanları vardı.Esnaf hediyelik eşyalar satıyor.Sıcaktan çok bunalmak istemiyorsanız birer tane poşu alabilirsiniz kafanıza takınca güneşi kısmen engelleyebiliyorsunuz.Poşlu almaya gittiğimiz dükkan sahibi yöresel dilde konuştu bizimle,tabi biz anlamadık ama adam ısrarla devam etti.Cevap alamayınca babama buralıya benziyordun amca ne bileyim dedi:)Babam bu gazla poşuyu Ankara'ya dönene kadar kafasından çıkarmadı.:)

2 yorum:

  1. demek esnaf baska dılde konustu vazgecmedı , ama sonra vazgectı ohh buna sevındım..ne kadar guzel bır yermıs buyulendım gercekten , lutfen onlem alın tarıhımzı yok etmeyın :( cocukların ıs bırlıgıne okurken guldum kıyamam :)))

    YanıtlaSil
  2. merhaba,yazdıklarını okurken oraları gezdiğimiz gün geldi aklıma,inanılmaz sıcaktı,pöfff nasıl da bunalmıştık.nehrin kıyısında mağaranın içine yapılmış bir restoran vardı,oraya bayılmıştık,serin serin ne de güzeldi...

    YanıtlaSil

Blog Listem

LinkWithin

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...

Lilypie First Birthday tickers

Lilypie Third Birthday tickers

Popüler Yayınlar